Yaşayan Efsane 12 Bölüm

Kelime Sayısı:770

12 Bölüm

 

Belki Başka Bir Gün

 

Gereko yaklaşan tehlikenin farkındaydı, şehrin bir kısmı karanlığa gömülmüştü. Xitrus saldırıda bulundu Borla da saldırdı onun karanlık gücü aydınlık gücü ile yapılmış saldırıyı parçalayarak Xitrus’e ulaşmıştı. Xitrus gelen saldırı savunsa da darbe almış ve metrelerce geriye fırlamıştı. O sırada Fekas Borla’ya arkasından saldırıyordu. Oldukları yer tamamen karanlık olmuşlardı, Borla oldukça zor görülüyor ve karanlık güç onların gücünü emiyordu.  Gereko, Xitrus güçlerini açmıştı. Fekas evin yığınların arasından çıkıyordu. Karti cansız bedeni ikiye bölünmüş yatıyordu. Gereko ve Xitrus aynı anda saldırıya geçtiler. Borla da onları takip etti. Fekas yeni toparlanıyordu. Üçlünün saldırıları birbirlerine ile çarpıştı ve ufak bir sallantı meydana geldi, yerden Xitrus ve Gereko tarafından beyaz toz bulutu kalkarken Borla’nın tarafından ne kalktığı görünmüyordu. Borla bastırdıkça onlar geri çekilmek zorunda kaldı. Borla’nın gücüne ikisinin gücü karşı koyamıyordu.

Kılıcın gücünü yitirdiğinin farkında idi. Her ne kadar kılıcına karanlık gücünü eklese de özel veya lanetli kılıçlardan olmadığı için bu kadar sert dövüşe dayanacağını düşünmüyordu. Onların geri çekildiğinde Borla yumruğu ile alan saldırısı yaptı. Xitrus ve Gereko kılıçları ile durdururken Borla onların yanından uzaklaşmıştı, biliyordu Fekas’ın saldırı yapacağını bir anda ortadan yok olan Borla’yı aradı gözleri arkasından birisi onun omzunu tuttu, Kemikleri çatırdamaya ve kırılmaya başlamıştı. Borla elini biraz daha güçlendirdiğinde Fekas’ın omzunu bedeninden eliyle ağırdı. Fekas acı ile bağırdı. Borla

 

‘’Her şeyin bedeli vardır ve ben bedel ödetenim.’’ Dedi. Kılıcı ile Fekas kafasını gövdesinden ayırdı.  Xitrus Gereko savaşa odaklanmaları tamamen değişmişti artık hırsları harekete geçmişti. Bu Borla’nın istediği bir duyguydu. Borla sol yumruğu bütün gücüyle vurdu. Büyük bir rüzgâr ile ilerleyen yumruk Xitrus’e denk gelmiş ve hazırlıksız yakalanmıştı, yerden havalandı ve metrelerce geriye düştü.  Gereko ona saldırdı. Borla kılıcı eliyle tuttu. Bedenini karanlık güçle kapladığı için gelen saldırıyı rahatlıkla eliyle durdurabiliyordu. Karanlık duman şehrin her yerine hâkim olmuş gibiydi bu olay Borla’nın gücünü artırırken Gereko ve Xitrus gerçek güçlerini ortaya koyabilmeleri için daha fazla çaba sarf etmek zorundalardı. Borla

 

‘’Geri çekilin, çocuğumu bana bırakın aramızdaki mesele kapansın’’ dedi. Gereko ‘’Şehri yok ettin savaş konseyindeki arkadaşlarımı öldürdün bu saatten sonra seninle asla barışmam ve bu savaştan da çekilmem. Daha ne kadar karanlık gücünle bu şehrin üzerini kapayabilirsin ki?’’ diye sormuştu. Borla

 

‘’Sizleri öldürene’’ kadar diye cevap verdi. Xitrus güç bela kendisini toplamıştı göğsünde yara vardı.  Borla yumruğunu tekrar vurduğunda Gereko’nun kılıcı parçalanmıştı, yumruğunu tekrar vurdu bu sefer Gereko yumruğa yumruk ile karşılık vermiş ikisinin yumruğu çarpışmıştı. Yumruklar çarpıştığında Gereko’nun kolunda kırıklar ve kemiğinde çatlaklar meydana geldi. Gereko kolunu acı ile çekti. Xitrus Borla’ya saldırdı ve Borla ondan daha hızlı davranıp geriye çekilmiş daha iyi konumlanmıştı. Xitrus göğsüne aldığı yara derindi. Gereko diğer kolu ile saldırmaya çalıştı. Borla bu sefer hareket etmemiş onun gelmesini beklemişti. Onu kolundan yakalamıştı, kolunu Gereko’nun koluna yılan gibi dolamıştı. Biraz kendine çekip kolu sıkıştırdı. Diğer eli ile Gereko’ya bitiriş vuruşu yapması için kullanacaktı fakat Xitrus tekrar saldırıya geçmesi üzerine kılıcı yerine elini kullandı. Xitrus’ün saldırısı bertaraf ettiği gibi ona karşı saldırı da bile bulunabilirdi fakat Gereko ile Xitrus le aynı anda hızlıca mücadele edemezdi. Gereko’nun elindeki kolunu da kırdıktan sonra ‘’Neden?’’ diye sordu.  Onların cahil olmadığını kendisi hakkında az çok, iyi kötü bilgisi olduğunu biliyordu. Gereko

 

‘’Seni yenmek kadar ayrıcalıklı bir şey varsa bu dünyada o da Akaseleyi yenmektir.’’ Dedi. Borla bir şey söylemedi hayatı boyunca bu ve buna benzer onlarca söz duyduğuna emindi. Kılıcını çıkardı ve yapması gerekeni yapıp Gereko’nun başını gövdesinden ayırdı.  Xitrus ona yaklaştı ve tekrardan saldırıya geçti, Borla artık uğraşması gereken bir adamı daha aradan çıkartmıştı. Saldırı başlarda yaptığı kadar etkili değildi, göğsünden aldığı yara derindi ve hızlıca hareket etmesi ve savaşta olması daha fazla kan kaybetmesine ve yaranın daha çok açılmasına sebep olmuştu. Borla bu sefer kendisini savunmadı, gelen saldırıyı savunmaya gerek görmeden karşı saldırıya geçti. Onun yanından arkasına geçerken göz göze gelmişlerdi. Yaşına rağmen hızından pek kaybetmemişti. Xitrus arkasına dönmesine bile fırsat vermeden kılıç darbesi ayaklarını kesti. Xitrus yere düşerken Borla onu boynundan yakaladı. Borla

 

‘’Hiçbir şey yaşanmamış ve sadece Bretonaska savaşına odaklandığını düşün’’ dedi ve kılıcı ile boğazını kesti.  Xitrus te yere düştüğünde savaş konseyi tamamen yok edilmişti. Karanlık bütün şehri kaplamış ve hortumlarla yok etmeye başlamıştı. Borla onların nerede olduklarını az çok tahmin ediyordu. Başaran ve çocuk zamanında şehirden kaçmayı başaramamış tünellere girmişlerdi, tünellere saklanan sadece onlar değildir, askerlerde onları takıp edip girmişlerdi. Tünellere gelen askerler artıyordu. Tünelin sonu şehirden çıkıyordu. Başaran çocuğu sürekli arkasında tutuyor onun arkasına geçmek isteyenleri öldürüyordu.  O çok yavaş ilerliyordu, tünelin sonu uzak değildi fakat ne kadar dövüşeceğini bilmiyordu. Başaran ‘’Tünelin sonuna kadar git bir çıkış olacak merdivenlerden çıkıp mazgalı aç’’ dedi. Kadran ‘’Ya sen’’ diye sordu. Başaran ‘’Ben sen çıkana kadar onları oyalayacağım’’ dedi. Kadran ‘’Sonra’’ diye sordu. Başaran ‘’Sonrası yok çocuk dediğimi yap ikimizin de fazla vakti yok.’’ Dedi.

Bu yazı Yaşayan Efsane kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir