Kelime Sayısı:717
49 Bölüm
Kılıç Eğitimi
Sabah kahvaltısından sonra tarla ile ilgilenilmişti. Borla kendisi geceleri ava çıkıyordu. Kadran dan sadece kılıç talimi ok atma talimi yapmasını istiyordu. Öğlene kadar zıplama, yuvarlanma, düz koşu yapıyordu. Borla eğitim alanına geldiğinde Kadran masanın üzerindeki kılıç ve kalkanı eline almıştı. Borla ‘’Kalkansız dövüşeceksin ama elinde kalkan olacak’’ dediğinde Kadran dediğinden anlamamıştı. Borla tahta kılıcı aldı. Savurmaya başladı birkaç hamlede Kadran’ın elindeki kalkanı düşürmeyi başarmıştı, durdu ve onun yeniden kalkan alması için işaret etti. Kadran bu sefer daha dikkatli davranmaya özen gösterdi fakat ilk seferkinden daha az sürede Borla onun kalkanını yere düşürmüştü. Borla biraz talim yerinde dolaştı. Kadran üçüncü kez kalkanı eline aldı. Bu sefer çok dikkatli olup ona dayanmaya çalışacaktı. Borla yaptığı ilk darbede kalkan elinden düşmüştü.
Sinirlenmişti fakat elinden bir şey gelmediğinin farkında idi. Borla ‘’Odaklan güçlü durmaya çalış’’ dedi.
…
Kadran kalkan yerine eline kılıç aldı ve saldırmaya başladı kılıçlar birbirine değmeden Borla Kadran’ı alt ediyordu. Borla ‘’Yeter!’’ dedi ve tahta kılıcı masanın üzerine bıraktı. Kadran ‘’Biraz daha’’ dediğinde Borla ona baktı Kadran tek kelime dahi etmedi yeterince sinirliydi ne kalkanda ne kılıçta en ufak bir ilerleme kaydedememişti. Siniri geçmeye başladığında yorgun olduğunu ve uykusu gelmeye başladığını hissediyordu. Henüz akşam olmamıştı ve yapılacak işler vardı. O işlerle meşgul olurken aklında kılıç talimi vardı.
…
Yeni bir gün doğduğunda sabah tarla işleri biter bitmez Kadran kılıca sarılmıştı bu sefer kalkan eline almadı. Borla onun karşısına dikildiğinde ona gülümsedi. Ona karşı üstünlük kurabilmek için Kadran bu sefer eline çift kılıç almıştı. İşaret verilmesinin ardından Kadran saldırıya geçti. Elinde iki kılıç olmasının avantajı olsa da rasgele savurması ile bir tanesini bile Borla’ya denk getirememişti. Borla ile onu iyice yorduğuna emin olup saldırdı önce sağ elindeki kılıcı düşürdü. Sonraki saldırısını yaptığında Kadran kendisini savunmuş ve iki kılıç birbirine tokuşmuştu. Bu ilk defa oluyordu, heyecanlanmıştı. Onun bu durumu fazla sürmedi yediği ikinci saldırı da kılıcını elinden düşürmüştü. Kadran kılıç boynuna dayanmıştı. Bu sefer fazla sinirli değildi iki kılıç kullandığında saldırı gücünün daha fazla arttığını hissetmişti. Borla kılıcı masaya bıraktı.
‘’Yemekten sonra bir ağaç kesip gel. Odunluk hazırla iki kılıçla çabuk yorulursun sürekli saldırmayı düşünüyorsan. Biraz savunma yapmayı öğrenmelisin. Yatağın üzerine kitap bırakacağım onu dikkatli oku.’’ Dedi. Onun dediklerini iyi dinlemişti zira bütün bir daha konuşmayacağını iyi biliyordu. Bazı günler hiç konuşmazdı yanlış yaptığında eline vurulduğu anda anlıyordu.
…
Kılıçta bir değişme olduğunu göremiyordu. Her gün daha sıkı çalışıyordu fakat o karşısına geçtiğinde kolayca alt ediliyordu. İki kılıçta saldırmak hoşuna gitmişti. Borla karşısına geçti bu sefer işaret vermeden kılıcını savurdu başlardaki gibi düzensiz savurmuyor başına isabet ettirmeye çalışıyordu. Borla ilk saldırılardan kılıcını kullanmadan kaçıyordu. Kadran daha hızlı ve daha güçlü saldırıyordu. İlk saldırıdan bu yana hiç durmadan saldırması onu yoruyor ve arkadan gelen her saldırısında bir yavaşlama olduğunu kendisi bile fark ediyordu. Borla ileriye bir adım attı ve başına gelen saldırıyı kılıcı ile saldırdı Kadran kılıcı yere düşürdü diğer kılıcı ile saldırırken Borla ondan önce davranıp kılıcı bileğini indirdi ve kılıcın yere düşmesine sebep oldu. Üçüncü hamle ise kılıç Kadran’ın boğazına dayanmıştı. Borla kılıcı masaya bıraktı. ‘’Bugün iyice dinlen yarın yola çıkacağız bir süre buralarda olmayacağız’’ dedi. Kadran ‘’Nereye?’’ diye sordu. Borla cevap vermedi. O gittiğinde Kadran biraz daha talim çalışmaya karar verdi.
…
Birkaç günlük yolculuktan sonra Borla’nın bahsettiği vadiye ulaşmışlardı burası çok büyük değildi fakat vadi denilebilecek kadar derindi. Buraya neden geldiklerini bilmiyordu fakat savaş teçhizatı getirmişlerdi. Borla yere yatmıştı. Kadran ‘da yanına yattı. ‘’Şunları görebiliyor musun? Gösterdiğim yere bak. Onlar Gogallar onları öldüreceksin ister aralarına dal ister gizlice öldür ama bir tanesiyle mutlaka birebir kılıç dövüşü yapacaksın. Kambur yaratıklardır ağır ve hantal hareket ederler saldırıları oldukça güçlüdür derileri kalındır. Kılıcını iyi bilemişsindir umarım’’ dedi. Kadran
‘’Dört kişi görünüyorlar’’ dedi. Borla ‘’Hadi git yanlış bir şey olursa ölürsün ben bu mesafeden seni kurtarma gibi durumum yok’’ dedi. Kadran ‘’Öleceksem neden kurtardın ki?’’ diye sordu. Borla
‘’Bu eğitim evlat benim eğitimlerinde birçok kişi ölür kalanlar ise orduya katılırdı. Şimdi öyle bir şey yok sağ kalmaya çalış’’ dedi. Elini birkaç kez Kadran’ın sırtına vurdu. Kadran yattığı yerden doğruldu. İki kılıcını sırtına asmıştı belinde küçük kement ve birkaç adet bıçaklar vardı. Sert Gogal derisine bıçakların işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordu. Yürümeye başladı ileride sadece dört adet görünüyordu ve en az bir tanesi ile savaşmak zorundaydı peki diğer üçünü nasıl öldürecekti. Orman taktiklerinin çoğu işe yaramayacaktı. Ağaçların çok seyrek olduğu ve yerlerini kayalara bıraktığı bu vadide onları nasıl avlayacaktı?