Kelime Sayısı:713
50 Bölüm
Kadran ve Gogallar
Yürüyordu ve düşünüyordu fakat dikkatini etrafa vermeyi de unutmuyordu. Tepeden aşağıya dikkatlice iniyordu vadiye kadar yuvarlanmak son isteyeceği şeylerden bir tanesiydi. Borla gogallar hakkında iç çarpıcı bilgiler vermemişti zayıf noktalarını bile söylememişti. Birkaç bilgi kırıntısı ile savaşacak ve savaşırken kendisi öğrenecekti tabi o kadar uzun yaşarsa. Nasıl saldıracağını düşünmeden edemiyordu fakat bir anda düşünmeyi bıraktı. Onlara yeterince yaklaşana kadar düşünmemeye karar verdi. Aşağıya doğru indikçe kayalıklara saklanarak gidiyordu. Onlara biraz daha yaklaştı en iyisi uzaktan okla saldırmaktı. Yayını eline aldı ve okunu sadağından çıkardı. İyice gerdirdi ve bıraktı. Ok Gogallardan bir tanesinin yanağından içeriye girmişti. Bütün Gogallar okun nereden geldiğini anlamaya çalışırken Kadran kayalıkların arasına saklanmıştı.
Yerini değiştirme zamanı gelmişti. Ses çıkarmadan hareket etmeye çalışıyordu. Gogallar ise bağırıyordu, ok isabet ettirdiği Gogal ölümcül yara almışa benzemiyordu oku kırıp yanağından çıkardı. Gogallar etrafa dağılmışlar ok atanın kim olduğunu bulmaya çalışıyorlardı ara sıra kaya parçalarını kaldırıp altına bakıyordu. Kadran ilk ok attığı yerden yeterince uzaklaştığını inanarak ikinci okunu ayarladı ilk ok attığı Gogal’a bir tane daha denk getirmek istiyordu. Kayalıkların arasında gözleri o Gogal’ı buldu. Okunu çıkardı yayını gerdi ve bıraktı. Ok bu sever göğsüne isabet etmişti. O sırada ona yakın olan gogal ellerine altığı kayayı Kadran’ın üzerine fırlattı. Hızlıca kaçmaya çalıştı fakat ayağı takılarak kendini yerde buldu. Gelen kayadan kurtulmayı başardı yaralanmıştı, sol ayağı ağrıyordu. Ayağa kalktı Gogallar onun yerini tespit etmişti. Hızlıca ona gelmeye çalışıyordu. Kadran kaçmak yerine bir ok daha atmayı denedi. Üçüncü oku çok beklemeden gönderdi ama isabet ettiremedi Gogal kollarını ile bedenini korumayı başarmıştı. Dış derisi çok sertti ok çarptığı gibi kırılmıştı. Kırığı yoktu biraz ovaladı daha iyi yürüyebilirdi. Aniden başını aşağıya eğip kayaların arasına saklandı o sırada bir kaya daha üzerinden geçip gitmişti. Bu sefer ok atma işini daha hızlı yapacaktı. Kayalardan çıktı ve dördüncü okunu attı. Hep aynı Gogala atıyordu. Gogal bu sefer kendisini koruyamadı ve ok göğsüne saplanmıştı. Yavaşladı ve kendini kayaya yasladı. Oldukça kan kaybetmişti yanına bir gogal gelmişti diğer ikisi ise Kadran’ın peşine düşmüştü. Kayanın üzerine çıktı ve son bir ok daha attı. Attığı oktan gogal korunmayı başarmıştı. Gogal ellerini açtığında karşısında Kadran’ı görmüştü. Kadran onun karnına kılıcını sokmuştu.
Gogal onun yüzünü parçalamak istedi. Hızlıca geri çekilmişti. Elini boşa savurmuş oldu. Kadran etrafına baktığında Gogallar onun etrafını çevirmişti. Üçüncü Gogalda gelmişti. Kadran gözlerini diğerini aradı fakat önündeki Gogal görüş açısını engelliyordu. Önce hangisine saldıracağına karar veremiyordu o sırada havaya kaldırılmıştı. Arkadan gelenlerden bir tanesi onu elbisesinden tuttuğu gibi havaya kaldırmıştı. Kılıcını arkaya doğru sapladı fakat Gogal’ın sert koluna geldiği için ona zarar veremedi. Gogal onu kaldırıp attı. Kadran kayalara çarptı ve yere düştü. Kılıcını kaybetmişti ayağa kalkamadı bile. Başını güçlükle kaldırdı başından gelen kanları eli ile sildi. Birkaç kemiği kırılmıştı tam olarak hangi kemiği kırıldığını anlayamasa da hareket edemiyordu. Güçlükle sırt üstü döndü. Kayalara çarpması ona epey zarar vermişti fakat ölmemişti. Başına gelen Gogallar birbirlerine baktılar mırıldandılar onun halen yaşadığını gördüklerinde biraz şaşırmışlardı. Onu fırlatan Gogal rasgele değil direk kayağa bilinçli fırlatmış en iyi ihtimalle felç geçirmesini istemişti fakat o bütün şiddeti ile kayalara çarpmasına rağmen yaşıyor ve bazı yerlerini oynatabiliyordu.
Kadran belindeki bıçaklardan bir tanesini almak istedi fakat eline tekme yedi ve ardından Gogal eline bastı. O sırada bütün Gogallar arkasına baktı arkalarında ihtiyar Borla’yı görmüşlerdi. Bir tanesi onunla ilgilenmek için ilk adımını attı. Borla o kadar hızlı davranmıştı, taşlı arazide kılıcını çektiği gibi kendisine ilk adımını atan Gogalın kafasını koparmıştı. Onun sıradan bir ihtiyar olmadığını anlamışlardı. Geriye kalan iki Gogal aynı anda saldırıya geçti. Borla ikinci kılıcını geçti. Gogallar kollarıyla ona saldırdı o ise tek bir kılıçla onları durdurmuş diğeri ile karınlarına kesmişti. Gogallar karınlarını tuttular derin yara almışlardı. Borla verdiği yaraların ne denli büyük olduğunu en az onlar kadar iyi biliyordu. Kılıçlarını kınlarını tekrar soktu. Gogallar ise onun karşısında durmaktan çekilmişti. İki tarafından bir türlü konuşmadan anlaşması gibiydi.
‘’Onların yaşamasına izin verdin?’’ dedi. Borla gülümsedi. ‘’Sana verdiğim görev en az biri ile birebir mücadele etmendi. ‘’ dedi. Borla Kadran’ı bayıltıp kollarından tutarak sürüklemeye başladı. Onun aldığı darbeyi görmüştü ve anında müdahale etmek istemişti. Ona verdiğini görevin ne derece ölümcül olduğunu biliyordu kayalıklara çarpması ile ölebilirdi o ise hayatta kalmayı başarmıştı. Bu çocuk onu bir şekilde etkilemeyi başarıyordu. Belki kılıçta ve okta iyi olmayabilirdi fakat bedeni aldığı yaralara ve yaşının küçüklüğüne göre inanılmaz dayanıklıydı.
Kayalıklardan biraz kurtulduğunda onu yere yatırdı olduğu yerde tedavi etmek zorundaydı. Kampını buraya kuracaktı.
No sexual story still lovely