Kelime Sayısı:757
53 Bölüm
Son Hazırlıklar
Son zamanlarda talim tamamen bitmişti. Borla ve Kadran evlerinin çatısını güçlendiriyorlardı. Evin içi iyice temizlenmiş yer tahtalar döşemişlerdi. Evin ocak kısmını ve dışarıdan bacayı genişletmişlerdi. Çatıyı iyice onarıp yenilemişlerdi. Geriye sadece dışarıya kuracakları tuzaktan başka pek bir şey kalmamıştı. Günün sonunda dışarıda karşılıklı oturuyorlardı. ‘’Yakınlarda yerleşim yeri var’’ diyerek söze başlamıştı. Borla gözlerini Kadrana dikti, söyleyeceği ters bir kelime ile dayak atacağını biliyordu. Kadran bunun çok iyi farkındaydı.
‘’Seni takip etmedim zaten izini kaybettireceğini biliyordum. Ama getirdiklerinin hiçbirinin benim köyümde olmadığı da biliyorum.’’ Dedi ve devam etmek isterken Borla işareti ile onun sözünü kesti. ‘’Kış öncesi hazırlıklar için sende geleceksin’’ dediğinde Kadran aniden ayağa kalktı. ‘’Yaşasın! Bakalım şehirliler nasıl’’ dedi. Borla
‘’Şehre değil köye’’ dediğinde Kadran mutluluğu biraz azalsa da sevinmeye devam ediyordu. Kadran ‘’Olsun yaşayan bir köy görmek bunca zaman sonra iyi gelecek’’ demişti. Borla da masadan kalktı yapılacak işleri henüz bitmemişti. Kadran ‘’Ne zaman gideceğiz?’’ diye sordu cevap gelmeyince de başka işlerle meşgul olmak için onun yanından ayrıldı.
…
Gecenin bir saatinde Kadran dürtülerek uyandırıldı. Gözlerini tam olarak açamasa da bunu yapanın Borla olduğunu anlamak güç değildi. Ayağa kalkamadan ‘’Sabaha çok var’’ dedi. Borla ‘’Hazırlan gidiyoruz’’ dedi. Kadran ‘’Bu vakitte nereye?’’ diye sordu. Cevap verilmediğini anlayınca yataktan kalktı. Borla ‘’Hazırlığını iyi yap’’ dedi. Kadran üzerini değiştirirken işittiği sözlerden sonra kılıcına baktı. Borla evin dışına çıkmış ahıra doğru yürüyordu. Kadran dışarıya baktı fakat karanlıktan başka bir şey göremedi, fazla oyalanmadan üzerini değiştirdi kılıcını beline taktı. Hançerlerini aldı. Dışarıya çıktı, dışarısı soğuktu ve rüzgâr esiyordu. Borla atı dışarıya çıkartmıştı. Gereken her şeyi almış ve yanında taşıyamadıklarını atına yüklemişti. Atının üzerine bindi elini Kadran’a uzattı. Onu kaldırıp arkasına oturmasını sağladı. ‘’Tarnova’ya mı gidiyoruz?’’ diye sordu. Borla atını sürmeye başladı. ‘’Hayır’’ diye cevap verdi. Kadran onun beline daha sıkı sarılmıştı. Atını hızlı kullanmaya başlamıştı.
‘’Dar yollardan geçeceğiz sıkı tutun’’ dedi. Kadran cevap vermedi onun arkasına daha çok yapışmıştı.
…
Ara sıra atını dinlendiriyor fakat çoğu zaman süratli kullanıyordu. Gece yarısı yola çıkmaları Kadran’ın uykusunun gelmesine sebep olmuştu. Atın rüzgârı yüzüne çarptıkça uykusu açılıyordu fakat onun da dinlenmeye ihtiyacı olduğundan yavaşlayınca dalmaya başlıyor. Borla fark eder etmez dirseğini ona vurarak uyandırıyordu. Bir süre böyle devam ettirdi ama uzun süre devam ettiremeyeceğini iyi biliyordu. Yollarından ayrılıp atını yavaşlatıp durdurdu. At tamamen durduğunda Kadran attan aşağıya atladı. Borla yavaşça indi. Atını bir ağaca bağladı. ‘’Bir süre burada dinleneceğiz kendine iyi bir yer bul uyumaya çalış’’ dedi. Kadran kendine yer bulur bulmaz uykuya dalmıştı onun bu kadar hızlı uykuya dalmasına Borla sesli gülmüştü. Borla neye ihtiyacı olduğu kâğıda yazmıştı gidiş ne kadar hızlı olacaksa da geliş bir o kadar yavaş olacaktı.
…
Borla onun yeterince dinlendirip tekrar yollara koyulmuştu. Tahmin ettiğinden daha kısa sürede varmışlardı. Köy uzaktan görünse de Ormanın içinden sesler duymuştu. İzlendiğinin farkında idi yoluna devam etti. Çok geçmeden durdu önünde iki kişi belirmişti ve yanlardan gelenler vardı. Kadran ‘’Arkadan da geliyorlar’’ dedi. Borla ‘’Sakin ol elin kılıcında olsun’’ dedi. Kısa sürede etrafını on kadar kişi tarafından sarılmıştı. ‘’Bu taraftan gelen olmaz kimsiniz siz?’’ diye sordu. Borla
‘’Siz kimsiniz bizim yolumuzu kesiyorsunuz belli ki köylülerden değilsiniz sadece gelin boş boşuna vakit kaybetmeyelim’’ dedi. Adam ‘’Sizi kim gönderdi krallık mı?’’ diye sordu. Borla ‘’Hayır eğer krallık gönderseydi karşımızda duramayacağınızı biliyorsunuz’’ dedi. Adam ‘’Bu köye girmenize izin veremeyiz’’ dedi. Borla
‘’Sizden izin isteyen yok istediğim yere girerim kılıçlarınızı çekerseniz atımdan inene kadar yaşama ve kaçma şansınız var. Aksi taktirde hepinizi uzuvlarınızı kopartarak acıyla öldürürüm. Tercih sizin’’ dedi. Adam biraz tırsmıştı ama geri adım atmak istemiyordu. İki kişilerdi neylerine güvenerek böyle demişti anlamaya çalışıyordu. Krallığa çalışıyor olabilirdi hatta gizli askerleri de olabilirdi. Hayatında ilk kez birisi bu kadar iddialı karşı koyuyordu. Borla
‘’Karar verin yaşamak mı ölmek mi?’’ diye sordu. Adam onun karşısından çekildi ve etrafındakiler ormanın içine karışıp uzaklaştılar. ‘’Onların bu kadar korkup kaçacağını bilmezdim.’’ Dedi. Borla
‘’Elindeki kaybetmekten korkan normal insanlar. Krallık adamı olarak şüphelendiler. Krallığın adamı buralarda ölürse bizim gibi intikam almazlar köyü içindekiler birlikte toptan yakarlar sadece bir köyle de kalmazlar o yüzden korktular. ‘’ dedi. Kadran ‘’Ailelerini korumak için’’ dedi. ‘’Bu köyü merak ediyorum Ezukhazef gibi mi?’’ diye sordu. Borla soruyu yanıtlamadı atına davrandı, köy çok uzakta değildi insan sesleri duyulmaya başlamıştı. Ormanı geçtiğinde artık köy kendisini tek tük evlerle ve tarlalar göstermişti. Dar orman yolu bir anda genişlemişti köy geniş ovaya kurulmuştu, çevresi ormanla çevriliydi. Borla onu dürttü, Kadran hızlıca attan atladı çok geçmeden Borla da indi. Atı ile yürümeye başladı. Onu yanına çağırdı. ‘’Gel al bakalım bunları’’ dedi. Kadran avucunu açtığında eline kese konmuştu. Gümüştü bu sevindi. Borla ‘’Dikkatli ol kendine bir şeyler al gez dolaş biraz gerektiğinde ben seni bulurum. ‘’ dedi.