Yaşayan Efsane 57 Bölüm

Kelime Sayısı:848

57 Bölüm

 

Kış Günü Avcılık

 

Kış bastırmıştı fakat henüz kar yağmamıştı.  Borla ve Kadran yollara düşmüşler dağlara tırmanmışlardı. Dar yamaçları atları ile güçlükte geçip ağaçlık arazide atlarını ağaçlara bağlamışlardı. İkisi de atlarının üzerine sırtlarında taşıdıkları sandıktan battaniye çıkartıp örtmüşlerdi.  Borla önden gidiyordu, Kadran onu takip ediyordu. Kılıçları, bıçakları ve yayları vardı.  Ağaçlarının arasından yürümeye devam ettiklerinde açık araziye taşlık bölgeye ulaşmışlardı. Borla aşağıya eğildi Kadran hemen onun yaptığını yaptı. Çömelerek ilerlediler kar yağışı başlamıştı. Aşağı kısımların tersine yukarılarda az kar kaplıydı daha yukarılar ile kar ile dolu olduğunu görebiliyorlardı. Tepeden aşağıya bakıyorlardı. Ufak geniş alanda beş ayı vardı. Birisi büyük diğerleri küçüktü. Borla

‘’Kış uykusuna yatmamış ayılar belli ki istedikleri halen bulabiliyorlar fırsat bu fırsat büyük ayı senin diğer ayılar benim’’ dedi. Kadran Borla’nın yüzüne baktı, çok uzun sürmemişti o çoktan harekete geçip yanından ayrılmıştı. Kadran ne söyleyecek olsa da Borla rüzgârın uğultusundan Borla duymayacaktı.  Kadran’a çömelerek aşağıya inmeye başlamıştı.  Borla bağırarak ayıların peşine koşmaya başlamıştı, yavru ayılar ondan kaçarken büyük ayı ise farklı yöne kaçıyordu. Kadran ona sinsice yaklaşamazdı artık. Koşmaya başladı ve bir anda durdu. Okunu çıkartıp yayını gerdi ve fazla beklemeden okunu fırlattı. Ok ayının arkasına saplanmıştı fakat ayının hızını engelleyememişti.

Aradaki mesafenin açılmasına izin veremezdi var gücü ile koşmalıydı. Etrafta birçok irili ufaklı taş vardı, yere bastığı zaman dikkat etmek zorundaydı. Ayı bir Kemer’in altından geçmeye çalışırken Kadran durdu ve nişan alıp okunu fırlattı. Ok kemerin üzerindeki kar kütlesine çarptığında kar kütlesi yolu kapatmıştı.  Ayı oradan gidemeyeceğini anlayınca başka yöne koşmaya karar verdi. Kadran yeniden okunu çıkartı ve nişan alıp fırlattı. Ok bu sefer sırtına saplanmıştı. Ayı yavaşlamıştı fakat vücuduna isabet eden oklar yüzünden değildi.  Soğuk onu yavaşlatıyordu. Kadran peşinden gidiyordu ayı bağırıyordu. İyice yavaşladı ve arkasına döndü, Kadran’a kükredi. Olduğu yerde kaldı ve hareket etmedi. Ayı onun üzerine doğru gelmeye başladı fakat hiç hareket etmediğini görünce geriye dönmek istedi. Kadran hızlıca okunu alıp ayının kafasına nişan attı. Ayı hızlıca ona doğru geliyordu başına ok yemesine rağmen Kadran iki kılıcını da çekti.

Ayının gelmesini bekledi o iyice yaklaştığında yuvarlanıp ondan kurtuldu, hemen ayağa kalktı ve kılıç darbelerini onun sırtına indirdi. Saniyeler içerisinde birkaç derin kesip atmıştı. Ayı ona doğru yavaşça döndü ve yere yığıldı.  Kadran başına geldi, öldüğünden emin olmak için birkaç kılıç darbesini başına indirmeyi unutmadı.

 

 

Kadran onun derisini yüzmeye devam ettiği sırada Borla yavrulardan bir tanesinin derisini yüzmüş diğer ikisini ise sırtlamış getiriyordu. Kadran dört tane yavrunun peşine gittiğini dönmüştü fakat elinde üç adet vardı. Borla ‘’Bir tanesi gitmesine izin verdim. Onların da bizim gibi çoğalmalarına ihtiyarı var. Diğerlerini ise öldürdüm. Bakıyorum sende başarmışsın’’ dedi ve O da Kadran’a yardım etmeye başladı.  Soğukta derilerini yüzüp bir parça et aldılar artık geri dönme vaktiydi. Bedenleri çabucak üşüyebilirdi rüzgâr şiddetini arttırıyordu. Kadran atın üzerinde sürekli hareket halindeydi.  Yamaçlara çıktılar, dar yolları geçtiler. Saatlerce at sürdüler ve sonunda evleri çok uzakta değildi.  Borla ondan önce ilerliyordu.

‘’Bu yılı iyi tamamladık ama bundan sonraki yıllar daha zor ve çetrefilli geçecek’’ dedi.

 

 

5 Yıl Aradan Sonra

 

Uzun zaman sonra Borla tekrar Kadran ile köye gitmeye vermişti. Aradan geçen zamanda Borla tek başına gitmiş olsa da Kadran’ı hiçbir zaman götürmemişti. Bu sefer at arabası kullanarak gideceklerdi. Bir kış öncesi yeniden köye gidiyorlardı. Kadran gideceğini duyduğunda bir tepki vermemişti, çağrıldığında nereye sorusundan başka soru sormamıştı. İkisi kısa sabah hazırlıklara başladılar öğlen olmadan bütün hazırlıkları bitirmişlerdi.  Her zamanki gibi hazırlanmıştı. Kadran köye gideceklerini biliyordu fakat en son gittiği köye mi gideceğini bilmiyordu.

 

 

İkisi de bu sefer daha hızlı köye ulaşmışlardı. Dönüşümlü olarak at kullanmışlardı. Beş yıl önceki Kadran’dan çok fazla esintiler kalmamıştı.  Eğitimler, görevler, talimler şiddetli kış ve bahçe işleri onu değiştirmişti.  ‘’Beni neden yanına aldın?’’ diye sordu. Eskisi kadar soru sormasa da bu alışkanlığı bırakmayacağını düşünüyordu. Kadran ondan yanıt beklemiyordu fakat sormayı da ihmal etmemişti. Borla soruyu cevapsız bıraktı. Yol boyunca tek sorusuna da yanıt alamamak onu sinirlendirmemişti.  Köyün içine ilerlediklerinde Borla ‘’Git gez dolaş ama belaya bulaşma’’ dedi. Kadran araba durmadan arabadan atlayacaktı fakat Borla onun kolunu tuttu.

 

‘’Kılıcını, bıçağını bana bırak ok ve yayını da alayım’’ dedi.  Kadran ‘’Neden?’’ diye sordu. Borla ‘’Beş yıl önce kılıcın olmasına rağmen yumruklarını kullandın şimdi ise yumrukların güçlü olmasına rağmen kılıcını mı kullanacaksın evlat? Kimseyi öldürmeyeceksin’’ dedi. Kadran sadece baktı Borla’nın dediklerini yaptı silahlarını bıraktı ve ona bir şey söylemeden arabadan atladı. ‘’Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz baba!’’ dedi. Çok sesli söylemese de Borla dediklerini duymuştu. Kadran onun yanından ayrıldıktan sonra köyün ana caddesinin değişmemişti ama köy eskisinden daha büyüktü.  Kadran önce salona girdi ona bakmışlardı fakat kaldıkları yerden devam ettiler. Hancı ‘’Sorun istemiyorum’’ dedi. Kadran başını kaldırıp baktı ‘’Sadece yemek’’ dedi ve üç gümüşü kesesinden çıkartıp tezgâhın üzerine koydu. Hancı arkada çalışanlara seslendi. Yemek dakika geçmeden gelmişti.  ‘’Seni tanıyorum sen şu yaşlı adamla birlikte yıllar önce gelmiştin’’ dedi. Kadran

 

‘’Unutmamışsın’’ dedi. Hancı ‘’Burası küçük yer senin gibiler kolay kolay unutulmaz’’ dedi. Kadran kolunu tezgâhın üzerine koydu başını geriye çevirip içerdekilere göz gezdirirken ‘’Bende unutulmaz anı bırakacağım’’ dedi. Önündeki yemeğin kokusu burnundan ciğerlerine dolarken tekrar önüne dönüp yemeği yemeğe başladı.  ‘’Beş yıl önce bana ne yaptıklarını da biliyorsun değil mi?’’ diye sordu. Hancı onun yanından ayrılmaya niyetliydi fakat Kadran iki gümüş daha uzattı. Gümüşlerini hızlı harcıyordu.

Bu yazı Yaşayan Efsane kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir