Kelime Sayısı:747
56 Bölüm
Ev yolu
Borla yanına alması gereken birçok eşyayı almıştı. Geri dönüş yolunda ikinci at almış ve yanına da eşek almıştı. Kadran kendisinin artık atının olmasına sevinmişti. Dönüş yolu hızlı olmayacaktı, eşeğe epey yük koydukları gibi atlarda dolu sayılırlardı. Kadran ‘’Çocuklar hepsini yemişlerdir. Zehirli miydi? Bende yedim’’ dedi. Borla sesli güldü. ‘’İşte bu yüzden zehir koymadım. Bir sonraki gelişimizde tekrar onların yanına git ne yapman gerektiğini bu kış düşünürsün’’ dedi. Kadran
‘’Daha ne zaman görebilirim ki kış atlatacak isek’’ diye sordu. Borla onun sorusuna yanıt vermedi. Yol boyunca Kadran ona daha fazla soru sormadı. Bazen aklına takıldığı şeyler içi içini yiyordu fakat Borla’nın cevap vermeyeceğini bildiği için soru sormuyordu. Onun bu halini anlamamak mümkün değildi. Yolculuk sırasında bir ara Borla ona bir şeyler söylemek istese de boş verdi.
…
Eve dönüş uzun sürse de varmışlardı gelirken bir sorunla karşılaşmamışlar eşyaları çabucak yerleştirmişlerdi. Bir veya iki kez daha tarladan ürün toplayacaklardı kış gelmeden. Kadran kendini iyi hissediyordu, yaralarının tamamen iyileşmişti. Uzun bir aradan sonra ilk kez yarasız olarak talim yapmaya başlamıştı. Borla karşısına geçmişti tahta kılıcını çekmişti. Kadran ona karşı saldırı odaklı olduğundan onunla ancak iki kılıçla mücadele ettiğinde saldırabiliyordu. Borla tek hamlede onu yüzlerce kez yenmişti. O ise birkaç kez savuşturma yapabiliyorsa kendini başarılı sayıyordu. Kadran kılıçları ile saldırdı. Borla geriye çekildi. Kılıcı savurdu Borla onu durdurdu ve geriye ittirdi. Kadran yere düştü Borla kılıcını onu yerde saldırmaya kalktı, Kadran olduğu yerden yuvarlandı o saldırıdan kurtulmuştu. Kadran ayağa kalkamadan Borla kılıcını savurdu, Kalkmadan kılıcı ile kendisini savurdu. Kadran ayağa kalkmaya fırsat vermedi. Borla son kez kılıcını savurduğunda iki kılıcını da kaybetmişti.
Borla onu kolundan tutup ayağa kaldırdı. Kadran yerden kılıçlarını aldı. İkisi tekrar yerini aldı. Borla saldırıya geçti, Kadran onu kılıcı ile durdurdu, diğeri ile saldırdı. Borla geriye çekildi. Kadran beklemeden bir kılıcını üsten bir kılıcını alttan saldırıya geçti. Borla ilk saldırıyı kılıcı ile durdurmuştu. Kadran bu durdurma yüzünden ikinci saldırısı tam hızla yapamamıştı. Kadran geri adım atıp yeniden saldırdı kılıçlarını ters istikamette saldırıya geçti fakat Borla yanından öylece geçip gitti. Borla onun arkadan ayağına basıp diz çökmesine sebep olmuştu. Tahta kılıcı boğazına geçirdi. Borla Kadranı sırtından tutup kaldırdı. Aralarında mesafe açıldı Borla uzağa doğru yürümeye başladı, yeterince mesafe açılınca
‘’Uzaktan saldırma deneyeceksin koşarak gel ve en güçlü saldırını yap’’ dedi. Kadran ona koşarak ilerledi. Borla onun gelmesini bekledi. Kadran ona çok yaklaştı ve kılıcıyla vurabilecek ana kadar bekledi. Borla kılıcını bile kaldırmamıştı. Kadran kılıcı onun başından aşağıya indirmeye çalıştığında Borla onu bileğinden yakalayıp kılıcı ile göğsünü kesti. Kadran öylece kaldı. Borla
‘’Uzak mesafede hızını yakın mesafe de manevra kabiliyetini arttırman gerek sonrasında ise benim gibi karanlık gücü öğreteceğim’’ dedi. Kadran heyecanlanmıştı. Borla ‘’Kaldığımız yerden devam’’ dedi.
…
Kış yaklaştığı için artık işleri azalıyordu. Tarlalarından son ürünleri toplamışlardı geriye sadece hayvanlarla ilgilenmek kalıyordu. Kadran masaya oturmuş eline bıçağını almış diğer elinin parmaklarını açarak bıçağı parmaklarının arasından gezdiriyordu. Çok yavaş olmasa da olduğundan yavaş hareket ettirip parmağının kesilmesinden korkuyordu. Kesilen parmağın yerine gelmeyeceğini iyi biliyordu. Borla kılıcını çekerek onun yanına doğru yürüyordu. Kadran bıçağını beline koydu. Masanın üzerinden atlayıp iki kılıcını çekti ve saldırmak için koştu. Borla bir anda yanında belirmiş ona omuz atarak düşürmüştü. Kadran yere düşen kılıcını alamadan Borla onun koluna bastı. ‘’Henüz yeterince güçlenmedin ama hayatta kalmayı başarır ve eğitimini tamamlayabilirsin benim gibi yenilmez olursun’’ dedi. Borla onun koluna basmayı bitirdi. Kadran ayağa kalktı kolunu tuttu kılıçlarını beline koydu.
‘’Ne kadar sürecek bu eğitim?’’ Diye sordu. Borla ‘’14 yıl hayatta kalabilirsen tamamlamış olacaksın. Bugüne kadar kimseyi bu kadar eğitmedim. Eğittiğim kişilerin hepsinin eğitimini tamamlayamadı. Eğer tamamlamış olsalardı bugün farklı bir dünyada yaşamış olacaktın. ‘’ dedi.
…
Akşam olduğunda eve çekilmişlerdi hava serin ve rüzgarlıydı evde yemeklerini karşılıklı olarak yiyorlardı. Kadran aklında her zaman soruları vardı. ‘’Neden eğitimlerini tamamlamadılar?’’ diye sordu. Borla yemeğini bitirdi ‘’Benim düşmanlarım ormanda gördüğün ağaçlardan fazla idi. Senin ölmeni isteyen Krimor’un askerleri idi. Benim ölmemi isteyen dünyanın ta kendisiydi. ‘’ diye cevap verdi. Kadran daha fazla soru sormadı yorulmuştu onu bu kadar bile konuşturmak çoğu zaman kolay olmuyordu. Bir sonraki sorusunun kesinlikle cevapsız kalacağını bildiğinden üstelemedi, ondan izin isteyip yatağına gitti. Borla ise yemek bittikten sonra şöminenin başına geçti. Kulaklarında kılıç sesleri yankılanıyordu. Şöminenin başına koyduğu kılıcına baktı. Savaş yaklaşıyordu bu sefer hayatta kalabilecek miydi? Yoksa kendi hikayesinin sonuna doğru mu yaklaşıyordu. Kendi devrinin nasıl biteceğini merak ediyordu. Onun zamanından fazla kişi kalmamıştı.
Dünya giderek değişiyordu, kötülük azalıyordu. O yok olmaktan kurtarmıştı yeniden yüceltmişti fakat kötülük yeniden gücünü yitirmişti. İmparatorun zamanındaki gibi yok olmaya yüz tutmamıştı henüz ama kötüler yeniden birlik olmaz ise iyilik bu sefer onu yok edecek gibi gözüküyordu.