Yaşayan Efsane 59 Bölüm

Kelime Sayısı:716

59 Bölüm

 

Baskın

 

Dönüş gidişten daha hızlı gerçekleşmişti. Borla farklı yollar denese de atlarını çok zorlamıştı. Gelirken yollara tuzaklar kurmuşlardı.  Arabayı ahırın önünde durdurdular atları çözüp içeriye attılar. Borla ahırdan çıkan ilk olmuştu. Yerlerde izler vardı onları takip etti. İzler çok kalabalıktı, eve doğru gidiyordu, tarlaya giriyordu, eğitim alanına gidiyordu ve ormana gidiyordu. Hepsinden önemli fazla ayak izleri ormanın dışında ovadan geliyordu. Borla gözlerinin kararttı ve ovada yürümeye başladı. Kadran izleri fark etmişti. Babasının olduğu yere doğru koştu onu ilk kez işi gücü bıraktığını görüyordu.  ‘’Baba ne oldu?’’ diye sordu. Borla ‘’Yaratıklar izlere bakınca keşif için gelmişler ve sayıları oldukça fazla. Ben onların takip edeceğim sen burada tuzakları kurmayı başla’’ dedi.

 

‘’Baba sayıları fazla ise bize neden saldırmıyorlar?’’ dedi.  Borla ‘’Beni oyalama evlat geri döndüğümde bunları konuşalım şayet geri dönmezsem dağlara kaç bir süre orada saklan sonra emanetlerimin peşine düş en son beni öldüğüm yerden al ait olduğum yere göm’’ dedi. Borla izleri takip etmeye başladı. Kadran bir süre onun gidişini izledi ve işe koyuldu.

 

 

Borla iki saat sonra geri dönmüştü izlerini atı ile değil yürüyerek takip etmişti. Oldukça hızlı davranmış dinlenmeden gidip gelmişti. Bulundukları yere uzakta değildi. O yokken Kadran birkaç tuzak hazırlamıştı. Akşam olduğunda birlikte yemeklerini yediler.  Kadran bir şey söylemedi ve yatağa doğru giderken Borla masanın üzerine haritayı serdi. ‘’Bu gece uyku olmayacak bizim yerimizi Kritealar bulmuşlar ve er ya da geç bütün kuvvetleri ile saldıracaklar sadece bizi değil. Civardaki bütün köylere saldıracaklar’’ dedi. Kadran masanın başına geldi. Borla

 

‘’Onlara baskın yapacağız sonra geri çekilip gelmelerini bekleyeceğiz. Hem senin eğitiminin ne kadar iyi alıp almadığını görmüş olacağım’’ dedi. Kadran ‘’Kaç kişiler baba?’’ diye sordu. Borla ‘’100 belki de daha fazla öldürmek için neye ihtiyaç duyuyorsan onu al.’’ Dedi.  Kadran almaya gitmeden Borla onu kolundan tuttu, haritayı gösterdi. ‘’Burada kalıyorlar ve burada bazıları buralarda da gördüm. Ormandakiler bize uzak açık alandan saldıracağız. Duruma göre bir yarma harekâtı yapabiliriz. Ormana ulaşabilirsek liderlerine ulaşabiliriz. Yeşil Kritea rastlamadım ama baskında ortaya çıktığı durumda geri döneceksin arkana bile bakmadan’’ dedi. Kadran

 

‘’Seni orada yalnız bırakmam baba’’ dedi. Borla ‘’Evlat onun seviyesini diğer Kritealar gibi tutma o çok farklı seviyede yaratık bu gece saldıracağız hazırlan ben ahıra gidiyorum.’’ Dedi ve dışarıya çıktı. Onu başka soru sormadı savaşma konusunda hevesli değildi fakat son derece ciddi idi.  Kadran kuşağını beline geçirdi kılıçlarını sırtına taktı. Kuşağına bıçaklarını yerleştirdi. Duvarda asılı olan ok sadağını ve okunu aldı.  Borla ahırdan atlarını çıkarmıştı o da ahırda olan ok sadağını ve yayını aldı. Kadran dışarıya çıkmıştı, onun atında bir den fazla sadak vardı. Kendisine sadece bir tane almıştı. İki kılıçlarını beline taktı.  Borla ‘’Hazır mısın evlat?’’ diye sordu. Kadran başıyla onayladı.

 

 

Gece yarısı yola çıktılar sabaha karşı saldıracaklardı. Borla ikinci kez onların yerini bulmakta zorlanmadı. Karanlık her iki taraf için avantaj ve dezavantaj içeriyordu. Karanlık Borla’nın işine gelirdi fakat dolunay buna belli ki izin vermeyecekti.  İkisi atlarından inmişti, uzaktan onları izliyorlardı. Borla ‘’Meydanda uyuyorlar fakat ormanın içinde de epey fazla uyuyan var.’’ Dedi. Kadran ‘’Planın nedir baba?’’ diye sordu.  Borla atının yularını ona teslim etti. ‘’Güvendiğin bir yere bağla bundan sonra atsız devam edeceğiz. ‘’ dedi. Biraz ilerledi, onu bekledi. Kadran atları tehlikeden uzak güvenli bir yere bağladı. Ovadaki otlar Kadran’ın beline kadar çıkıyordu. Borla çömeldi ve devam etti, onu takip ediyor o ne yaparsa onu yapıyordu.  Epeyce ilerlediler nihayet Kritealara görmüşlerdi. Otların içerisinde uyuyorlardı. Borla belinde küçük bıçağı eline aldığını gibi birisinin boğazını kesti ve ses çıkarmasın diye ağzını tuttu.  Etrafta birbirine yakın olmamakla birlikte Kritealar yerlerde uyuyordu. İkisi ayrılarak Kriteları öldürmeye başlamışlardı.

Borla ilerledikçe daha hızlı davranıyordu, Kadran onu otların arasında göremiyordu ama bıçak seslerini duyuyordu.  Ses giderek uzaklaşıyordu ve bir süre sesi duymaz oldu. Onun yeterince uzakta olduğunu düşünmüştü fakat o sırada ayağı bir Kritea’ya vurmuştu, o gözünü yeni açarken hemen bıçağını boğazına dayadı. Boynundan sıkıca tutup daha fazla kan akmasını ve daha sessiz ölmesini sağladı. Kendisine verilen görevi en iyi biçimde yerine getirmeye çalışıyordu, o ilerledikçe etraftaki Kriteaların sayısı artıyordu. Otların içinde artık birbirleri arasında mesafe bile kalmamış bazıları üs tüste uyuyorlardı. Ne kadar sessiz ilerlese de yaratıkların kendisini fark etmemesi düşünülemezdi. Hallerine baktıkça oldukça yorgun gözüküyorlardı. Bıçakla ilerlemesi mümkün gözükmüyordu, beline koyup kılıcını yavaşça çekti. Kılıcını batırmaya başladı ama bunu çömelerek yapması artık güçtü ve ayağa kalktı. Kılıç darbelerini indirirken farkında olmadığı bir şey vardı. Kritelar karşısında durmuşlardı. Yaptığının ses çıkarttığı bilse de karşısındakilerin uyanıp da ayağa kalktığına inanmıyordu.

Bu yazı Yaşayan Efsane kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir