Kelime Sayısı:822
19 Bölüm
Eski Dost
Daha yeni dışarıya çıktıklarında Borla mor renkli duman görmüştü. Dumanın gittiği yöne baktı. Çocuk ‘’O da ne öyle?’’ diye tepkisini gösterdi. Borla dumanı umursamadı ve yoluna devam etti. Kadran ‘’Yüzünü gizlediğin sürece bize kimse oda vermeyecek’’ dedi. Borla gülümsedi ‘’Vermezlerse sokakta yatarız’’ dedi. Sokakta yatmak kelimesini kullanınca önce gülmeye başlamış ve sesini giderek arttırmıştı. Çocuk onun yüksek sesli gülmesine anlam veremiyordu. ‘’Çocuk senin yaşlarındayken sokakta yatardım. ‘’ dedi. Birkaç kişinin bir adamın etrafını sardığını görmüştü. Bu tarz kavgaları pek umursamazdı fakat onlara yaklaştıkça durakladı ve yediği yumruklarla yere düşen ve tekrar kaldırılan adam ona tanıdık gelmişti. Borla ‘’Sen burada kal’’ dedi ve çocuğu yalnız bıraktı. Borla onlara iyice yaklaştı, onlar tarafından fark edilmişti. Aralarından bir tanesi ‘’Defol buradan ihtiyar’’ dedi. Borla onu dinlemedi devam etti. İyice yaklaştığında kendisine en yakın olanı omzundan tutup geriye doğru fırlattı. Adam evlerden birinin duvarına çarpıp yere yığıldı hareket etmiyordu. Borla onların ilgi odağı olmuştu çok hızlı hareket edip yanlarına kadar yaklaşmış adamların ruhu bile duymamıştı. Hiç zorlanmadan bunu yapması cabasıydı.
İhtiyar olmasına rağmen kimse onun bu kadar hızlı olacağını düşünmüyordu. Kalanlar Borla’nın üzerine yürümeye başlayınca Borla sol elinin işaret parmağını ile şapkasını kaldırdı. Simsiyah gözlerinden duman çıkmaya başlayınca vakit adamlar oldukları yerde kaldılar. Aldıkları nefes boğazlarından geçmiyordu. Boğazlarını tuttular bir süre sonra ayakta duracak halleri kalmayınca hepsi Borla’nın önünde diz çöktü sonra yere devrildiler. Yerdeki ihtiyar doğrulup Borla’ya baktı gözlerine inanamamıştı. Borla ona elini uzattı, ihtiyar uzatılan eli tutup ayağa kalktı, üzerine çeki düzen verip biraz temizledi. ‘’Sen kimsin İhtiyar?’’ diye sordu yaşlı adam. Borla sesli güldü. ‘’Tanımadın mı beni Azrel seni bu halinde bile tanıyorum. Ne çabuk unuttun?’’ dedi. Azrel Borla sesini duyunca elini onun omzuna attı ve omzuna birkaç kez vurdu. Borla ondan daha uzun olduğu için elini ona yetiştirmekte zorlanmıştı. Azrel
‘’Gözlerim daha iyi görmüyor Borla’’ dedi. ‘’ihtiyarladık artık Azrel bende ara sıra bastonla dolaşıyorum’’ dedi. Borla aslında bastonla dolaşmıyordu yaşına rağmen çok dinçti fakat Azrelin moralini yükseltmek amacıyla söylemişti, devam etti. ‘’Kalacak yer arıyorum. Evin var mı? Yoksa halen sokaklarda mı yatıyorsun?’’ diye sordu. Azrel ‘’Torunumun evi var beni takıp edin bu arada çocuk senin mi?’’ diye sordu. Azrel arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Borla hemen yanındaydı, çocuk ise her ikisinin arkasından onları takip ederek yürüyordu. Çocuk şehre adım adım attığından beri Borla’nın tanıdıklarını görüyordu. Birlikte yürürken ‘’Dünyanın yeni Borla’ya ihtiyacı var işte o yeni Borla olacak. Ailen var galiba’’ dedi. Borla konuyu tamamen değiştirmişti. Azrel yüzünü buruşturdu ‘’Aile yapmak ve bir ailenin olması bazen iyi değildir. Gerçi bunu sende iyi bilirsin ihanete uğramış birisi olarak. Oğlum benim gibi kılıç savurabilen birisi değildi, o yüzden marangoz olmayı seçti. Torunumda aynısı o da benim gibi değil. Belki Torunumun oğlu olabilir. Ben bunu görebilir miyim bilmiyorum. O muhakkak yeni Azrel olup adımı dünyaya duyuracaktır. İkimizin aile anlayışı farklı. Senin için kan bağı olmasına gerek yok ama ben bunu önemsiyorum. ‘’ dedi.
Birlikte sokağı döndüler. Borla’nın soracak bir şeyi yoktu. Onunla yaşadığı macera vardı aklında yarım asır olmuş muydu? Kendi sorduğu soruya yanıt vermekte zorlanacak ve zaman alacaktı. Eski dostların bile unutulduğu şu dünyada onlarla yaşanılan maceraların unutulmaması oldukça ilginç durumdu. Azrel ‘’Seni Morhamam’da göreceğimi hiç düşünmemiştim. Neyin seni buraya sürüklediğini biliyorum ama neden burada olduğunu bilmiyorum. Ölmeden önce bir kez daha seni görmeyi umuyordum. Yaratıcı sonunda dileklerimi kabul etti. Yıllar sonra buraya geldin. Karanlığın ordusu yenildiğinden beri ortada yoktun. Hatta senin için öldü dediler ama inanmadım’’ dedi. Borla ‘’Yıllar sonra kılıcımı kınından çıkartabilecek çocuk dünyaya geldi. Yoksa yeniden ortaya çıkmayı her şeye en baştan başlamayı istemiyorum. Belki ömrümde son bir kez siyah düşler hanına uğrayabilirdim ortaya çıkmadan dedi. Azrel onun sözünü kesti.
‘’Bu imkânsız Borla o handa illaki sana bulaşan ve senin kim olduğunu öğrendiğinde seni öldürmek isteyen kişiler ile karşılaşacaktın. ‘’ dedi. Borla ‘’Dediğin doğru ama orada ortaya çıksam dahi dünya benim peşime düşmezdi. Dünyanın en tehlikeli yerinde vuku bulan olayların hiç birisine ne krallıklar ne de gizli örgütler karışmazlar karışamazlar yemez!’’ dedi. Azrel ‘’İyiliği yok edene kadar iyiliğe göz mü yumacaksın?’’ diye sordu. Azrel onun yola çıkma amacının bu olduğunu biliyordu. Onunla ilk karşılaştığı Zerma olaylarında kulağına bu sözcüğü fısıldamıştı. O zaman ikisinde de henüz çocuk yoktu. Borla ‘’Bu sefer ben göz yummayacağım’’ dedi ve arkasındaki çocuğu işaret etti. ‘’Onu yetiştirene kadar iyiliğe o göz yumacak! Karanlığın Ordusu o gün yenilmese idi. Şu anda dünyayı yönetiyor olacaktım. Dünya Borla İmparatorluğu ile tanışmış olacaktı. Bu gücümle bir çocuk yetiştirebilirim artık’’ dedi.
Azrel ve Borla aynı anda durdu. Azrel evi gösterdi. Kapının önüne geldi ve durdu. ‘’İkimizde adımızı duyurduğumuz yıllar sonra tekrar bir araya gelmek. Üstelik şehirde Isilbert Kourp bile varken kaderin yazgısı mı?’’ Borla ‘’Bilmem Azrel düşünmem de’’ diye yanıt verdi. Azrel kapıya vurdu. Kapı açılmayınca maymuncuk ile kapıyı açtı. Evde kimse yoktu, lambaları açık kalmıştı. Ailesi onu terk edeli uzun zaman olmuş ama o evde kendisinden başka birisi varmış gibi önce kapıyı çalar sonra da içeriye girerdi. Herkes içeriye girdikten sonra Azrel etrafı kol açan edip kapıyı kapattı. Savaşmaya her zaman hazır olan Borla içeriye girerken temkinli davranmayı bırakmıştı.