Kelime Sayısı:414
5 Bölüm
Bir haftadan biraz fazla sürede dedikleri yere ulaşmışlardı. Oğlunu kasabadan uzak yere yerleştirmişti hiçbir yerde canavarın olmadığına kanaat getirdiğinde harekete geçmek için geceyi bekledi. İnsanların zayıf ve güçsüz olduğunu biliyordu ama bazıları zırhlı ve onunla mücadele etmek için gerekli cesarete sahiplerdi. Akşam saldırmayı uygun gördü, insanların çoğu uyurken o harekete geçecekti. Saldırıp boş yere kan dökmektense sadece bahçesinde türlü otları olan bir evde ki otları toplayacaktı. Onu görürlerse ve saldırırlarsa çekinmeden saldıracaktı ama onlar harekete geçmediği sürece onlara dokunmayacaktı.
Beklediği zaman geldiğinde geceleyin kasabaya yaklaştı, gizlenme ihtimali vardı ama görünmesi oldukça kolaydı. Uzun boyu ve geniş omzu ile saklanmaya müsait vermiyordu. Ağaçların olduğu taraftan ilerliyordu, otların olduğu ev fazla içeride değildi ama kasabanın merkezine yakındı. Kendisini gizleyebilecek ağaç kalmadığında görünüyordu. Yere güçlü ve hızlı basmıyordu sallantı olmasın diye bulanık gökyüzün yeterince kasabayı aydınlatmıyordu. Bir dakika yürüdükten sonra evin arka bahçesine geldi. Otları elleri ile kopartırken ayağı ile bahçe çitini parçalamıştı. Bastığı yere baktı. İçeride ki adam pencerenin önüne geldiğinde onu görmüş ve bağırarak dışarıya çıkmıştı. Sokaklarda koşup yardım istedi. ‘’Canavar!’’ diye bağırıyordu. Kasabada ki askerler adamın geldiği yere doğru koştular evlerinde ki olanlar uyandı.
Zaleyan başına gelecekleri umursamak yerine ot toplamaya devam ediyordu. Çok fazla toplamalıydı ki ihtiyacı olmasın ve oğlunu uzun süre yetecek kadar olmalıydı. Askerler olay yerine geldiklerinde Zeleyan’ı görmüşlerdi ne tür canavar olduğunu anlayamadılar ilk defa uzun ve cüsseli canavar görüyorlardı. Uzakta ki okçu yüzüne ok fırlattığında Zeleyan yüzünü ters tarafa dönmüştü. Ok yüzüne çarpıp sekmişti. Zelayan yeterince ot topladığında doğruldu, toplayacak ot bırakmamıştı. Askerler ayaklarına saldırmaya kalktıklarında boştaki elini aşağıya indirip etrafında ki askerleri dağıttı. Askerler geriye doğru fırlamıştı, zırhları sayesinde küçük sıyrıklar ile atlatmışlardı. Zeleyan hızlıca kasabanın içerisine girdi. İnsanların arasına karıştı, insanlar kaçıyorlardı çocuklarını alıp gidiyorlar ki kimileri değerli eşyaları ile kaçıyorlardı. Bu küçük insan topluluğa sadece kendini göstererek dağıtmayı başarmıştı.
Askerler peşinden koşarken o evin sahibi bulup durdurmuştu ve topladığı otlardan gösterdi. ‘’Daha fazla nerede?’’ diye sordu. ‘’Ölürsün. Söyle yaşarsın’’ diye tehdit etti. Yarım yamalak insan dili onun çok işine yarıyordu. ‘’Şehir girişinde bahçede çok var.’’ Dedi. Zeleyan ‘’Ne taraf?’’ dedi. Adam ona ne tarafta olduğunu söyledi. Zeleyan hareket etmeye başladı, askerler peşindeydi fakat o hızlı yürüdü evleri yıkarak ilerlediği için bir süre sonra askerler onu takip edemediler enkaz altında kalan arkadaşlarını kurtarmaya çalıştılar.
…
Zeleyan geri döndüğünde otları ile oğlunu tedavi etti. Oğlu ‘’Bunlar bittiğinde ne yapacağız?’’ diye sordu. ‘’Burada duramayız oğul şehirde bahçe varmış oraya gideceğiz.’’ Dedi. Oğlu ‘’Orada çok asker olacak ve bizi’’ dedi. Zeleyan ‘’Yaşamak için ölmeyi göze almalıyız’’ dedi.
Final